Kayıtlar

Ütopya

 Tabakları toparlayan Mert'e yardım etmek için oturduğum kamp sandalyesinden kalktım ve karavandaki masaya doğru ilerledim. Bulaşıkları yıkamaya başladık. Sonrasında ben yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım, Mert ise çayı hazırladı. Yiyecekleri ve çayı alıp kamp sandalyelerimize oturduk. Bulaşıkları yıkarken vakit ilerlemiş ve hava kararmıştı. Bu yüzden de ateş yakmaya karar verdik. Hazır ateşimizi yakmışken ve çayımızı yudumlarken sohbet etmemek olmaz. Uzun zamandır kimseye anlatmadığım, her düşündüğümde heyecanlandığım bir anım geldi aklıma. Ama hala kararsızdım anlatmak konusunda. Mert ile konuşurken aradan geçen yılların ardından artık benden başka birisi de bilmeli bunları diye düşümdüm ve başladım anlatmaya.  Yanlış hatırlamıyorsam bundan yaklaşık 15 sene önce denizciliğe merak salmıştım. Ve bu tutku giderek daha da büyümeye başladı. Artık yapılmamış şeyler yaparak adımı denizcilik tarihine yazdırmak istiyordum. Önceleri bayağı bir düşündüm acaba ne yapabilirim diye. Sonra

ufak farkındalık

Ön söz: Bu yazıyı telefon not defterimde buldum. Eski bir yazı.  anı anlattı kaflx (lisede bi grup araba konuşuyormuş, kaflx gitmiş ferrarinin şöyle bi arabasj var demiş onlar da binemeyeceğim arabayı neden konuşayım mq falan demiş. ve kaflx bu duruma şaşırmış.)sonra anıyla alakalı sanki emekli dayımla konuşuyorum dedi. o anda dank etti kafama: özellikle o dönemlerde (ergenlik) insanlar çevresinde rolmodel olarak gördüğü kişilerin taklitlerini yapmaya çalışarak büyüyorlar. yani orada konuşan belki de o çocuğun babasıydı.

Yaşadığım ufak çaplı bi farkındalık

  Ön söz: Dostlar bu yazımı telefondaki notlarımda buldum. İyi okumalar.  anı anlattı kaflx (lisede bi grup araba konuşuyormuş, kaflx gitmiş ferrarinin şöyle bi arabasj var demiş onlar da binemeyeceğim arabayı neden konuşayım mq falan demiş. ve kaflx bu duruma şaşırmış.)sonra anıyla alakalı sanki emekli dayımla konuşuyorum dedi. o anda dank etti kafama: özellikle o dönemlerde (ergenlik) insanlar çevresinde rolmodel olarak gördüğü kişilerin taklitlerini yapmaya çalışarak büyüyorlar. yani orada konuşan belki de o çocuğun babasıydı.

Yaşayamadığım Hayaller

 Ön söz: Evet dostlar bu yazımı telefonumdaki notalarımın arasında buldum. Gece vakti şarkılar vs. duygusal modumdayken yazdığım bi yazıydı. Geçmişi vs. düşünmüştüm ve hayalini kurduğum hayatı düşünmüştüm. Arşiv olması açısından paylaşmak istiyorum.  olmadı, düşlediğim gençliğimi yaşayamadım, gerçi hala genç sayılırım ancak düşlediğim lise hayatını yaşayamadım, aile ve maddiyat yüzünden sanırım. gerçi bu sorunlar olmasaydı bile belki arkadaşlıklardan ötürü yaşayamayacaktım, ama bilmiyorum ya... aklımdaki o şeyi yaşayamadım. şu anda can koç isimli birisinin gökyüzünü tutamam şarkısını dinliyorum. öyle boş boş dolaşırken denk geldim, dinlemek istedim şarkıyı. sonra o içimde ukde kalan lise hayali geldi aklıma... bu tarz şarkılarla bağdaşmış kafamda o hayal, bu tarz şarkılar da dinliyorduk lise başlarında zaten, hayalim vardı be, böyle ne bileyim sağlam bir arkadaş grubum olsun, ve orta sınıf bir ailenin çocuğu olayım, öyle her şeyin lüksü değil de, hani kötüsü de olsa her şeyi yapabilmek

13.03.2024 Genel durum değerlendirmesi ve güncelleme

  Uzun zaman oldu ha;D Evet dostlar kendim için oluşturduğum düşünce arşivimi biraz boşlamış olabilirm. Gerçi buna boşlamak denir mi bilemiyorum. Çünkü benim yazmaktaki temel motivasyonumu düşününce artık o motivasyona sahip değilim. Biraz daha açık konuşayım: Ben en yoğun yazdığım zamanlar 12. sınıftaydım. Ve o zamanlar nispeten yalnızdım diyebilirm. Gerçi arkadaşlarım vs. vardı ama;)) Yani sonuçta onllarla da oturup sürekli bu yazdığım yazılardaki türden şeyler konuşamıyordum. Ayrıca çok bol zamanım vardı. 12. sınıfta hocalar ders çalışalınm diye vs. bizi çok boş bırakıyodu. Ben de kendimi kitap okumaya ve düşünmeye falan vermiştim. Bir ara işte yazı yazma olayına girişince wow dedim. Çünkü bu tarz konuları konuşup tartışacağım çok insan yoktu etrafımda ve tartışsam bile çok tartışamıyordum. Mesela 12. sınıfta Tuna ile her teneffüs okul bahçesinde dolaşarak bu tarz şeyler konuşurduk. Ancak teneffüsler 10 dakika falan oluyordu. Ve bu yeterli olmuyordu. Ben de işte bi şekilde yazı yazm

Herkesin Sorunlarının Olması Üzerine

 Ön söz: Dostlar bu yazımı telefonumdaki not defterinde buldum ve eski bi yazım. Tam tarihini bilemiyorum çünkü tarihine bakmadan kopyalayıp sildim. Ama tahminimce 1 2 sene önce yazdığım bir yazıdır. İyi okumalar.  Evet, hayatında psikolojik açıdan sorunu olmayan kimsenin var olmadığını düşünüyorum. En  basitinden herkes (belki çocukluktan itibaren çok dindar olan insanlar hariç) varlıklarını bir kere de olsa sorgulamıştır. Bu içsel buhranı yaşamıştır bence. Her neyse gelelim konumuz üzerine konuşmaya: Acaba çok mu ileriye gidiyorum? Konudan bağımsız olarak söylüyorum bunu. Yani insanlarım hayatından acıyı almak... Tabii ki ne yazarsam ya da düşünürsem düşüneyim insanlığı bir günde değiştiremeyeceğiz. Her neyse, yine de düşünmekten zarar gelmez ;) Dostlar insanların hayatındaki problemleri düşünün, ailesi kaynaklı travmalar, arkadaşlar, çevre ya da içsel travmalar, ya da doğal afet olur vs. bu gibi kimsenin kontrolü olmayan travmalar... insanları travmasız düşünmek imkansız gibi geliyo

Ufak bir durum güncellemesi

  Hayatımı boş geçirmek en son isteyeceğim şey. Hep şunu derdim: Ölmeden önce dönüp baktığımda "Vay be, güzel bir yaşam olmuş!" diyebilirsem dünyanın en mutlu insanı benimdir. Şu sıralar düzenli bir şekilde spor yapıyorum, dışarıda güzel vakit geçiriyorum, evde keza aynı şekilde güzel vakitler geçiriyorum. Sürekli bir şeyler yapıyorum ve düşünmeye pek fırsat bulamıyorum. Düşünmeye fırsat bulamayınca da hayattan aldığım zevk daha da artıyor (Aslında tam olarak böyle değil ama karmaşık bir konu olduğundan ayrıntıya girmek istemiyorum.). Şu aralar istediğim hayata yakın bir hayat yaşıyorum (maddi olarak değil manevi olarak) ve tamamen istediğim şekilde olması için çabalıyorum. Ama bu da biraz karmaşık olduğundan tam olarak başarılı mıyım bilmiyorum. Her neyse ufak bir durum güncellemesi yazayım dedim. Esenlikler...