Toplum Üzerine Gözlemlerim

 Gözlem yapmayı seven birisiyim, bazen sadece durup bir şeyleri gözlemlerim. Örneğin; bir sokakta yürürken içimden bir ses "kenara geç ve gözlemle" der. Bunun haricinde okul, avm, vs. gibi ortamlarda bulunduğumda insanların davranışlarını gözlemlerim.

 Bu gözlemler sonucunda kafamda toplumun resmi oluşmaya başladı. Söyleyeceğim ilk şey Aziz Nesin'in haklı olduğudur. Toplumda "Aptal" diyebileceğimiz insanlar azımsanmayacak kadar çok. Lakin ben bu insanlara "Aptal" demektense "Alt insan" demeyi tercih ediyorum. Gözlemlerim sonucu bu alt insanlar henüz modern olamamış, hala ilkel atalarımız gibi yaşıyorlar. İlkel atalarımızdan tek farkları günümüz dünyasında yetişmiş olmaları. Bu insanların içgüdüleri daha baskındır. Mantıklı düşünmezler, içgüdüsel davranırlar. Yerleşik modern hayatın getirdiği ceza kanunları genelde bu insanlar için yazılmıştır (istisnalar olabilir). Alt insanlar yüzeysel yaşarlar. Ebeveyn olacak kadar birikime sahip olmayan insanların çocuklarıdır genellikle. Doğduktan sonra ailede sağlıklı bir eğitim alamazlar. Okulda zaten sağlıklı bir eğitim alamazlar. Alt insanların tek kaçış noktası genç yaşta internet sayesinde kendi kendilerini eğitmesidir. Eğer ben kendimi eğitmiş olmasaydım bugün bunları yazmak yerine kimin kiminle sevgili olduğunu konuşuyor olurdum... "Alt insanı" eğer tek bir şekilde ifade edecek olsaydım onların hayatları için "Magazin Programı" benzetmesini kullanırdım. Çünkü tamamen yüzeysel ve magazinsel olaylarla ilgilenirler. Bu alt insanların bir diğer özelliği ise çabuk ve kolay manipüle edilebilir olmalarıdır. Çünkü bu insanlar araştırmazlar. Bir maymun edasıyla yaşarlar, güç kimde ise onun söylediği doğrudur. Daha fazla "Alt insandan" bahsetmeyeceğim. Çünkü anlatabilmem için kafamda canlandırıp özelliklerine bakmam gerekiyor. Ve ben alt insanlardan pek haz etmiyorum.

 Az önce"Alt insan" hakkında konuştuk, gelelim diğerlerine... "Alt insan olur da üst insan olmaz mı?" diye sorabilirsiniz. Tabii ki olur, yalnız şunu eklemekte fayda var ; bire birde yok denilecek kadar az sayıda "Üst insan" tanıdım. Ayrıca şuna da değinelim: benim bahsedeceğim "Üst indan" kavramı Nietzsche'nin "Üst insan" kavramından farklı. Şimdi sizlere kendi üst insanımı anlatayım.

 Benim "Üst insan" tanımım şu şekildedir: atalarımızdan kalan içgüdüler ve salgıladığı hormonları bastırıp bunların etkisi olmaksızın mantıklı kararlar alabilen kimselerdir. Tabii ki bunu yapabilmek teknik olarak şimdilik imkansız. Ancak içimizdeki "o" kişiden imkan elverdiğince bağımsız kararlar vermek yeterlidir. Genel özellikleri şu şekildedir:
1-Tanımda da söylediğim gibi içgüdülerinden ve hormonlarından bağımsız kendi kararlarını vermesi.
2-Mantık üst insan için her şeydir, mantıklı olmayan şeyleri sırf içgüdüleri yüzünden yapmazlar.
3-Genellikle yeni insanlarla tanışmak istemezler. Bunun sebebi şudur: tanıştığı insan muhtemelen kendi düşünce yapısını anlayamaz, ayrıca "Alt insan" sınıfından birisiyle tanışmış olmasının muhtemel olduğunu bilmektedir.
4-Bilgi her şeyin üstündedir. Bilgi, bilim, düşünmek... Bu gibi şeyler üst insan için olmazsa olmazdır. 

 Üst insan tanımlamakta güçlük çekiyorum. Bunun sebebi gerçek hayatta yeterli gözlem yapamamış olmamdır. Peki tüm insanlar "Alt insan" yada "Üst insan" olmak zorunda mıdır? Tabii ki değildir. Bu grubun dışında "Normal insan" olarak tanımlayabileceğimiz bir insan topluluğu vardır. Normal insanlar "Alt insan" kadar aptal değildir, ancak "Üst insan" kadar düşünmeye önem vermez ve içgüdülerinden bağımsız karar alamazlar. Ancak genel olarak "Normal insanlar" etik nedir bilen, yer yer mantıklı olan ve aptal olmayan insanlardır.

 Eğer 10 üzerinden bir puanlama yapacak olursam: 1puan "Alt insan" için, 6 puan "Normal insan" için ve son olarak "üst insan" için 9 puan veriyorum.
 
Şimdilik bu kadar, iyi günler.

 Not: Bir arkadaşım "Üst insan" hakkında bir çelişki olduğunu söyledi. "Bilimsel olarak bizi biz yapan şeylerden birisi de hormonlarımızdır, insanlar hormonlarından bağımsız düşünülemez." dedi. Ben ona şöyle bir cevapta bulundum: Biz artık modern bir dünyada yaşıyoruz, bu yüzden artık içimizdeki vahşi dürtülerden kurtulmamız lazım. Evet belki hormonlarımızdan kurtulmadan da modern olabiliriz. Ama vahşi atalarımızdan kalan hayvansal içgüdülerimizden kurtulmamız lazım. Ayrıca şunu eklemek istiyorum: bir insan yüzdelik olarak ne kadar çok içgüdülerinden bağımsız kararlar alabilirse o kadar üst insan olmaya yaklaşır. Bir nevi nirvana gibi düşünmenizi isterim. Şöyle de kısa bir örnek vereyim açıklayıcı olması açısından: bir patron düşünün, erkek ve heteroseksüel. Bu patron işe bir personel alacak, iki kişi bu işe başvuruyor. Başvuranlardan ilki %51 nitelikteki erkek işçi, diğeri ise %49 nitelikteki kadın işçi. Hormonlarından bağımsız düşünemeyen bir "Alt insan" bu kararı verseydi kadın olanı seçmesi muhtemeldi. Benim karşı olduğum durum tam olarak bu. Tekrardan iyi günler dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ufak bir durum güncellemesi

13.03.2024 Genel durum değerlendirmesi ve güncelleme

Ütopya