Farkındalık...

  https://www.youtube.com/watch?v=o5hrbJfzj-E

 Uzun zamandır yazmıyordum. Çünkü bu aralar kendi problemlerime gömülmüş durumdayım. Aslında gömülmüş yanlış bir ifade, sadece kafamı bu düşünceler oyalıyor. Bu yüzden de detaylı düşünmem gereken konular aklımdan bile geçmiyor. Kafamı kurcalayan bu düşüncelerden arındığım zaman tekrardan kendi düşüncelerimi yazacağım. Lakin şu sıralar yazarsam sadece hislerimi yazarım. Aslında düşündüğüm zaman sadece düşüncelerimi değil, hislerimi yazmam da benim için önemli. Çünkü gelecekte bu yazdıklarımı okuduğum zaman geçmişteki benin düşüncelerini hislerinden bağımsız değerlendirmek pek sağlıklı olmaz. 

 Bugün şu anda içinde bulunduğum hayatı ve istediğim hayatı iyice sorguladım. Daha ziyade istediğim hayatı yaşayan insanları gördüm. Benimse bu hayatı elde etmem için elimden beklemek dışında bir şey gelmiyor. Bekleyişimi çok fazla dillendirmek istiyorum nedense, sanki ne kadar çok "Bekleyişimin sonunda istediğimi elde edeceğim." dersem bu bekleme o kadar çabuk geçecekmiş gibi...

(Alttaki paragrafı bu şarkıyı dinleyerek yazdım:)

https://www.youtube.com/watch?v=hD5hIqeKNVE&ab_channel=PagpangHupaw

Şu anda bir dilek hakkım olsaydı 1 senenin anında geçmesini isterdim. Yaşadığım hayat ve kafamdaki ben örtüşmüyor. Kafamdaki benin kaçış yolları yok denecek kadar az. Çoğu insanın "en güzel zamanlarım" dediği gençlik yılları benim için aptalca bir şeyden ibaret. Evet kendimi geliştirmem açısından bu yaşlarım benim için bir artı. Ama başka artısı yok. Ve artık o kadar bıktım ki kendimi geliştirmeye mecalim kalmadı. İçimden gelmiyor, hiçbir şey yapmak istemiyorum neredeyse. Benim için aptalca zamanlar çünkü ben gençlik yıllarımı çoktan bitirdim. Düşünsel açıdan kendimi yetişkin olarak tanımlıyorum. Ve bir çocuğun bedeninde yetişkin olmak hiç de isteyeceğiniz bir şey değil. Yetişkin olduğunuz zaman yapabileceğiniz şeyleri yapamıyorsunuz. İstediğiniz basit şeyleri bile elde edemiyorsunuz. Ayrıca sosyal hayatınızda etrafınızdaki çoğu kişiyle zoraki konuşuyorsunuz (her zaman için geçerli değil). Bir yetişkin ve bir çocuk ne kadar yakın olabilir ki? Daha sonra düşünsel açıdan yaşıtım insanlara bakıyorum, hepsi benden daha uzun süredir bu dünyadalar. Onlarla gerçek ilişkilerim olabileceğini düşünüyorum, lakin tahmin edebileceğiniz üzere bir yetişkin bir "çocuk" la ne kadar yakın olabilir ki:)? Onları da anlayışla karşılıyorum, ön yargılarını anlayabiliyorum. Sonuçta ben onların yerinde olsam ben de benimle herhangi bir ilişki kurmazdım. Bu durum beni çok derin bir yalnızlığa itiyor. Bazı insanlar kendilerini "Ben kadın bedenine hapsolmuş bir erkeğim."(ya da tam tersi) şeklinde tanımlıyor. Ben ise şu an için şunu söyleyebilirim ki ben bir çocuğun bedenine hapsolmuş 25li yaşlarda olan bir bireyim. Benim bu durumumu anlamak için şunu deneyin; kendi yaşınızdan 6-7 yaş genç bir insanın bedeninde yaşamak zorunda kaldığınızı düşünün. Tüm detayları düşünmenizi istiyorum. Ne kadar da zor olurdu değil mi? Benim bu bu hapsoluşumdan kurtulmam için beklemekten başka çarem yok. Şu an yapabildiğiniz şeyleri düşünün. Özgürlüklerinizi, haklarınızı... Benim bu özgürlüğü hak edebilmem için beklemekten başka çarem yok!

 İçten içe düşündüğüm bir konu daha var aslında. Benim şu anki tüm hayallerim, tüm arzularım bu yaşlardaki insanlar için gayet basit ve normal olan şeyler. Ben bu basit şeylerle çok fazla mutlu olacağımı düşünüyorum. Ya eğer o yaşlara geldiğimde bunlar bana artık yeterli gelmemeye başlarsa..?

 Bilmiyorum, bilemiyorum... Bekleyip göreceğiz...


 14.03.2024 güncellemesi:

Dostlar bu yazıda ailevi durumlar neticesinde ablam ile ayrı düşmüştük. Zaten tanışalı birkaç gün olmuştu ama o birkaç günde bana aile gibi hissettirmişti. O sebeple de ayrı düşünce kötü hissetmiştim vs. Daha detaylı açıklama için tarihsel olarak bundan önce yayınlanan hislerimin olduğu yazılara bakınız. Ama bugün bakınca bence biraz abartıyormuşum o zamanki olayları:)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ufak bir durum güncellemesi

13.03.2024 Genel durum değerlendirmesi ve güncelleme

Ütopya