Sanat üzerine
https://www.youtube.com/watch?v=CiXNIjGX1hY&ab_channel=DavidGilmour
Selamlar, yazmam gereken halihazırda bir yazı var ancak ani bir kararla bunu araya sıkıştırmak istedim. Araya sıkıştırmak derken önemsiz olduğu anlaşılmasın lütfen, bilakis yazdıklarım arasından belki de en önemli olanı bu olabilir. O zaman konumuza yavaştan giriş yapalım. Sanat... Bana kalırsa insanlığın elindeki en kıymetli hazinedir sanat. Çoğu kişi bu hazinenin düşünmek olduğunu söyleyebilir, lakin benim için sanattır. Çünkü sanat olmayan bir gerçeklikte yaşadığımı hayal ettiğim zamanlar dayanamıyorum. Ve bu hayal hemen kesiliyor. Sanat olmasaydı hayatın anlamsızlığı beni boğardı. Fakat sanatın varlığı benim için tutunacak bir tahta parçası gibi. Bu derin felsefi düşüncelerin beni öldürmesine engel olan tahta parçası...
Descartes'in cinini bilir misiniz bilmem. De cartes bir gün şunu düşünür: "Ya şu an yaşadığım gerçeklik kötü bir cin tarafından yaratılmış tamamen uydurma bir gerçeklikse ve o da benim bunları gerçek sanmamı izleyip gülüyorsa?" Daha iyi anlamanız adına şöyle örneklendireyim: insanlar yeni bir gerçeklik yaratsınlar, bu gerçeklikte ise örneğin yağmur yerine gökten kalem yağsın, ağaçlarda çikolata yetişsin (tercihen karam:). bu bizim gerçekliğimize göre tamamen saçma bir gerçekliktir. Şimdi de bu gerçeklikte düşünebilen canlıların olduğunu düşünelim. Bu canlılara göre tüm bunlar kendi "normları" olacaktır. Bizler de bu canlılara bakıp güleceğiz... İşte Descartes'in cini budur. Bunu derinlemesine düşündüğümüzde birçok farklı sorunu beraberinde getirecektir. Ve bu gelen sorunlar üzerine düşündüğümüzde ise yeni sorunlar... Bu noktada sanat devreye giriyor. Sanat bizim bu tarz düşünce krizlerine girmemizdeki en etkili koruyucumuz olabilir. Özellikle başkalarının yaptığı sanat yerine kendiniz sanat yapıyorsanız. Ruh halinizi en güzel şekilde bir şeye aktarmanızın yolu sanattır. Sanat insana kendini tanımlama imkanı sunar, bu imkanda bir sınır yoktur.
Sanatın düşünce krizlerinden bizi kurtardığını söylemiştim. Peki bu nasıl mümkün oluyor? Kesin cevabını bilmiyorum ama en azından benim için şu şekilde: bazı şeyler üzerine çok derin düşünmeye başlıyorum, düşündükçe daha da düşünüyorum. O anda bunun beni artık yormaya başladığını, bir an önce bu istemsiz düşüncelerden kendimi kurtarmam gerektiğini hissediyorum. Hoş bir şarkı açıp gözlerimi kapatmam yetiyor. Araya girmek istiyorum, yeteri kadar gelişmiş bir zamanda dünyaya gelmediğimi hissediyorum ve bunun için üzülüyorum. Ancak iyi ki müziğe erişimin kolay olduğu bir zamanda yaşıyorum, müzik olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Keşke imkan dahilimde olsa da resim yapabilsem. Gerçek anlamda bazen bazı şeyleri açıklayamıyorum. Kelimeler yetersiz kalıyor. Yetmiyor o anki hislerimi, düşüncelerimi anlatmaya. İşte o an bir resim çizebilsem keşke...Buna itafen sizlerle iki resim paylaşacağım:
1- https://c4.wallpaperflare.com/wallpaper/338/638/575/alexandre-cabanel-fallen-angel-classic-art-painting-hd-wallpaper-preview.jpg
2- https://i2.wp.com/filmloverss.com/wp-content/uploads/2016/04/kirsten-dunst-melancholia-filmloverss.jpg?fit=720%2C400&ssl=1
İlk resim Alexandre Cabanel tarafından çizilen "Fallen Angel" adlı eser. Bu tabloya baktığımda hissettiklerimi kelimelerle anlatamıyorum. Yakınlaştırıp şeytanın yüzündeki ifadeye bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
İkinci resim ise bir filmden alıntılamak istediğim bir sahne. Lars von Trier tarafından çekilen "Melancholia" filmi. Bu resimde gördüğümüz kadın filmde doğallığı/doğayı temsil ediyor. Bu sebepten ötürü öleceğinin bilincinde olmasına rağmen ayın ışığı altında bir nevi orgazm yaşıyor. Çünkü Dünya parçalansa bile bu doğanın yaptığı bir şey ve doğa bütün olduğu için Dünya'nın parçalanması bir şey ifade etmiyor. Filmin bu sahnesine resmen aşık olmuştum ilk izlediğimde. İşte kaliteli sanat insanı kendine aşık ediyor.
Resimler hakkındaki açıklamam bu kadardı, aslından açıklamak için eklemedim bu resimleri. Sizler bunlara baktığınızda kendi hisleriniz canlansın diye göstermek istedim. Bir de bu sanatı sizin icra ettiğiniz düşünsenize. Dayanamıyorum bunu düşünmeye, o kadar çok haz veriyor ki bana... İnsanlar keşke sanatın kıymetini biraz daha anlayabilse. Bu kıymeti özetleyecek olursam şunu derdim: "Anlamsızlığımızı anlamlandırmak için elimizdeki tek silah sanattır." Yeterli olmayacak elbette ama bize gerçek bir illüzyon sergilemiş olacak. Anlamsızlığımızı perdelemiş olacak. Bu yüzden sanat çok önemlidir. Hele bir de ortada kaliteli bir sanat varsa...
Sanat üzerine şimdilik bunları yazıyorum, ileride eklemeler yayınlarım muhtemelen. Eğer izlemediyseniz melancholia filmini izlemenizi tavsiye ederim. Ayrıca filmi izlerken alt anlamları iyi inceleyiniz. İyi günler dilerim.
Yorumlar
Yorum Gönder