Merhabalar, blogumda kendi düşüncelerimi, fikirlerimi, hayatımı, yer yer hayallerimi vs. paylaşacağım. Noktalama işaretlerinde zaman zaman hatalar yapabilirim çünkü yeterli bilgi sahibi değilim. Lakin kendimi geliştireceğim, iyi günler dilerim.
Yazıyorum
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
Şu aralar yazıyorum, ancak buraya aktaracak vaktim olmuyor. Bir ara aktarırım, iyi günler.
Hayatımı boş geçirmek en son isteyeceğim şey. Hep şunu derdim: Ölmeden önce dönüp baktığımda "Vay be, güzel bir yaşam olmuş!" diyebilirsem dünyanın en mutlu insanı benimdir. Şu sıralar düzenli bir şekilde spor yapıyorum, dışarıda güzel vakit geçiriyorum, evde keza aynı şekilde güzel vakitler geçiriyorum. Sürekli bir şeyler yapıyorum ve düşünmeye pek fırsat bulamıyorum. Düşünmeye fırsat bulamayınca da hayattan aldığım zevk daha da artıyor (Aslında tam olarak böyle değil ama karmaşık bir konu olduğundan ayrıntıya girmek istemiyorum.). Şu aralar istediğim hayata yakın bir hayat yaşıyorum (maddi olarak değil manevi olarak) ve tamamen istediğim şekilde olması için çabalıyorum. Ama bu da biraz karmaşık olduğundan tam olarak başarılı mıyım bilmiyorum. Her neyse ufak bir durum güncellemesi yazayım dedim. Esenlikler...
Uzun zaman oldu ha;D Evet dostlar kendim için oluşturduğum düşünce arşivimi biraz boşlamış olabilirm. Gerçi buna boşlamak denir mi bilemiyorum. Çünkü benim yazmaktaki temel motivasyonumu düşününce artık o motivasyona sahip değilim. Biraz daha açık konuşayım: Ben en yoğun yazdığım zamanlar 12. sınıftaydım. Ve o zamanlar nispeten yalnızdım diyebilirm. Gerçi arkadaşlarım vs. vardı ama;)) Yani sonuçta onllarla da oturup sürekli bu yazdığım yazılardaki türden şeyler konuşamıyordum. Ayrıca çok bol zamanım vardı. 12. sınıfta hocalar ders çalışalınm diye vs. bizi çok boş bırakıyodu. Ben de kendimi kitap okumaya ve düşünmeye falan vermiştim. Bir ara işte yazı yazma olayına girişince wow dedim. Çünkü bu tarz konuları konuşup tartışacağım çok insan yoktu etrafımda ve tartışsam bile çok tartışamıyordum. Mesela 12. sınıfta Tuna ile her teneffüs okul bahçesinde dolaşarak bu tarz şeyler konuşurduk. Ancak teneffüsler 10 dakika falan oluyordu. Ve bu yeterli olmuyordu. Ben de işte bi şekilde yazı yazm
Tabakları toparlayan Mert'e yardım etmek için oturduğum kamp sandalyesinden kalktım ve karavandaki masaya doğru ilerledim. Bulaşıkları yıkamaya başladık. Sonrasında ben yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladım, Mert ise çayı hazırladı. Yiyecekleri ve çayı alıp kamp sandalyelerimize oturduk. Bulaşıkları yıkarken vakit ilerlemiş ve hava kararmıştı. Bu yüzden de ateş yakmaya karar verdik. Hazır ateşimizi yakmışken ve çayımızı yudumlarken sohbet etmemek olmaz. Uzun zamandır kimseye anlatmadığım, her düşündüğümde heyecanlandığım bir anım geldi aklıma. Ama hala kararsızdım anlatmak konusunda. Mert ile konuşurken aradan geçen yılların ardından artık benden başka birisi de bilmeli bunları diye düşümdüm ve başladım anlatmaya. Yanlış hatırlamıyorsam bundan yaklaşık 15 sene önce denizciliğe merak salmıştım. Ve bu tutku giderek daha da büyümeye başladı. Artık yapılmamış şeyler yaparak adımı denizcilik tarihine yazdırmak istiyordum. Önceleri bayağı bir düşündüm acaba ne yapabilirim diye. Sonra
Yorumlar
Yorum Gönder