Dünya hayatı ahiret hayatından daha değerli olabilir mi?

   Esenlikler dilerim herkese. Uzun zamanın ardından tekrardan selamlar. Birkaç gündür izlediğim bir dizi aracılığıyla (The Good Place) ölümden sonraki hayatı -eğer varsa- düşünüp duruyorum. 

  Biraz temelden gidelim istiyorum. Düşünelim: bir elması yolun kenarındaki sıradan bir taştan daha değerli yapan şey nedir? Evet, doğru cevap miktarıdır. Dünyada bolca çakıl taşı bulabilirsiniz mesela, ancak elmastan çok fazla bulunmadığı için elmas daha değerli bir taştır.

  Şimdi şöyle düşünebilirsiniz "Bununla ahiret hayatının alakası nedir?". Dostlar soruyorum size: Büyük dinlerin anlatılarına göre dünyada yaptığımız şeylere göre ruhumuz sonsuza dek cehennemde ya da cennette kalacak değil mi? Evet. Peki bizlerin dünyada geçirdiği ortalama süre ne kadar? Günümüz için konuşacak olursak 75-80 yıl. Peki ahirette ne kadar zaman geçireceğiz? Sonsuz. 

  O halde kıyaslayalım: Dünyada sadece 80 yıla sahibiz, ama ahirette sonsuz yıla sahibiz. Dünyada sahip olduğumuz süre elmasa benzetilebilir, keza aynı şekilde ahiret de çakıl taşına. Yani bizler burada çok sınırlı ve değerli bir şeye sahibiz. Ama ahirette sonsuz vaktimiz olduğundan o kadar da değerli olmayacak bizim için zaman.

  Ayrıca diyelim ki cennete gidecek insanlardan olduk. Sonsuza kadar yaşayacağız. Bunu bir düşünsenize: Sonsuza kadar... Aklınıza gelebilecek her şeyi yaptığınızı düşünün. Bir virtüöz olabilirsiniz, aynı zamanda harika bir kung-fu ustası, aynı zamanda da harika bir şey... Peki ya sonra? Sonra ne olacak? Sonsuz zamandan bahsediyoruz, her şeyi yapacaksınız. Ve bir noktadan sonra yapacak yeni hiçbir şey kalmayacak. -Bilemiyorum belki de sürekli yeni şeyler gelişir ve her zaman yapacak bir şey olur.- Her halükarda canınız bir noktadan sonra sıkılmaya başlayacak. Çünkü zamanınız sınırsız olduğu için yaptığınız şeylerin hiçbir değeri kalmayacak. Tıpkı sıradan bir çakıl taşının nasıl değeri yoksa sizin için.

  Buna karşı argüman olarak Tanrı'nın bizim zihnimizi sürekli taze tutmasını sunabiliriz. Yani şöyle olur: Tanrı biz gitar virtüözü olduktan sonra bizim bundan edindiğimiz tecrübeyi sıfırlar ve ta da! Sanki ilk defa gitar çalmaya başlamışsınız gibi olur. Şöyle düşünürsek daha açık olur: 3 sene önce çok severek dinlediğiniz bir şarkıyı düşünün. Bu şarkıyı milyonlarca kez dinlemişsiniz ve artık eskisi kadar da zevkli gelmiyor size, bu durumda Tanrı müdahale ediyor ve bam! Şarkıyı bir milyon birinci kez dinlediğinizde bile ilk kez dinliyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Ya da direkt sıkılmak diye bir şey yoktur cennette. Bilemiyorum.

  Bir önceki paragrafta anlattığım iki karşıt argümana karşı bir argümanım var. Eğer Tanrı bize müdahale ederse bu durumda bizler gerçekten özümüzde olduğumuz kişi olmayı sürdürür müyüz? Yani şöyle: Beni ben yapan şeylerden birisi de bazı şeylerden sıkılabilme becerim. Bu beceri benden alındığında dünyada sıkılabilen ben ile cennette sıkılamayan ben aynı kişi olur muyuz? Yani bu bir nevi kollarımızın bizden sökülüp alınması değil midir? Dünyada kollarımız var ancak cennette kollarımız kopartılıyor. Bu durumda aynı kişi olmayı sürdürür müyüz? 


  Biraz paslanmış olabilirim dostlarım, iyi vakit geçirmişsinizdir umarım okurken. Esenlikler..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ufak bir durum güncellemesi

13.03.2024 Genel durum değerlendirmesi ve güncelleme

Ütopya