Düşüncelerim (ayrıca geleceğe not :))
Selamlar herkese, az önce Almanya'daki insanlarla alakalı bir video seyrettim. Zaten birkaç gündür zamanımın çoğunu dizi izlemeye harcıyorum ve izlediğim dizi yabancı dizi. Her neyse Almanya hakkındaki bu videoyu izlerken genç birisini gördüm. Hafif Alman aksanıyla konuşuyordu, o sırada içimden ne şanslı Almanya'da doğmuş orada iyi bir hayata sahiptir diye geçirdim. Ancak tam o sırada kendi hayatımı sorguladım. Benim hayatım cidden o kadar kötü müydü? Ya da o kişinin hayatı düşündüğüm kadar iyi miydi? Aslına bakarsanız şuna inanıyorum: O kişi de eminim ki bazı şeyler görüp "Ne şanslı insan." diyordur. O kişi de eminim kendi hayatında problem yaşıyordur.
100 liralık bir ürünü 80 liraya indirirsem %20'lik bir indirim yapmış olurum. 100.000 liralık bir ürünü 80.000 liraya inidirisem de %20'lik bir indirim yapmış olurum. İşte aslında tüm olay buradaki gibi. Hayat şartlarımız, yaşadığımız hayatın kalitesi vs. değişebilir ancak olayları genele vurduğumuzda şunu görebiliriz: Benim hayatımın kalitesi 100 lira da olsa 100.000 lira da olsa yaşanan acı beni hep %20'lik etkileyecek. Eminim ki nesiller boyunca yetecek parası olan insanlar da sıkıntılar yaşıyordur. Belki maddi sıkıntı yaşamıyorlar ancak eminim ki en kötü ihtimalle şunu yaşıyorlar: Yalnızlık. Eğer tanıştığı kişi zengin değilse, kendisi ile gerçekten arkadaş olmak isteyen birisi ile mi tanıştı yoksa parasını kullanmak isteyen birisi ile mi emin olamıyor. Bence bu kötü bir his. Yani bu kesin yaşanır demiyorum, bir sürü çözümü de var tabi ki ancak sadece zengin insanların, manevi de olsa sorunlar yaşadığını söylemek istiyorum. Para asla ama asla hayatınızı iyileştirmeyecek. Sadece maddi açıdan yaşanacak sorunları önleyebilir, maddi açıdan yapmak istediğiniz şeyleri yapmanızı sağlar. Onun dışında siz hala aynı siz olacaksınız. İçinizde yaşadığınız o hisler, o hisler paranız olunca bir anda geçmeyecek. O hislerden kurtulmak sizin elinizde. Paranın değil.
Esenlikler diliyorum dostlarım. Bulunduğunuz konumun eksilerini gördüğünüz kadar artılarına da odaklanın lütfen. Yoksa hayat dayanılmaz olur. En azından bu yazımı okuyabildiğiniz bir şeye sahipsiniz, internete sahipsiniz vs. Eksileri de görün ve bu eksileri yok etmeye çabalayın. Ancak artıları tamamiyle görmezden gelmeyin.
Son bir artı söylemek istiyorum, fakirliğin son bir artısı... Benim tüm hayatımdaki maddi olarak hayalini kurduğum iki şey var. O da güzel bir chopper motor sahibi olmak ve tatmin edici bir gitar setup'ına sahip olmak. Bu hayalimi gerçekleştirmek için bol keseden 500 bin liraya ihtiyacım var diyelim. O kadar da imkansız bir şey değil neticede. Ama dostlarım bir düşünün, şu an bu yazıyı okuduğunuz telefon; laptop bunları aldığınız ilk günlerdeki değerlerini kendinize hatırlatın ve şu an size ne kadar sıradan geldiğini düşünün. Belki telefonunuzu ilk aldığınız gün özenle koyuyordunuz masaya ancak şimdi öylesine atıyorsunuz masanın üzerine. Fakir olmanın iyi yanı şu olacak: Bir gün o motoru aldığımda, o motora her bindiğimde harcadığım çabamı göreceğim ve başarma hissini her sürüşümde hissedeceğim. Ancak eğer ailem zengin olsaydı ve şu anda o motora sahip olsaydım belki 1 hafta, 1 ay, 1 yıl... En fazla bu kadar değer verecektim o motora, bir süre sonra benim için sıradanlaşacaktı. Ancak günün birinde o motora sahip olduğumda benim için asla sıradan olmayacak çünkü emeğimi göreceğim her seferinde. Ve bu yüzden bazen kendi kendime hayal kurarken şu senaryoyu düşünüyorum: Diyelim ki sihirli lambadaki cin karşıma çıktı, bir çekiliş kazandım vs. ve o motora kısa yoldan sahip olma hakkı kazandım. Bu durumda o motoru alır mıydım yoksa almayıp kendi başıma almak mı isterdim? Benim cevabım (en azından 25 mayıs sabahı verdiğim cevap) şu dostlar: Benim için zor da olsa o motoru istemem. Çünkü dediğim gibi motor ve gitar benim hayatımda maddi olarak koyduğum iki tabe hedef. Sadece bu iki hedefe sahibim. Başka maddi bir hedefim yok, en azından bu hedeflerimi başarayım. Ayrıca benim hayatımın amacı hedeflediğim belli başlı birkaç şeyi gerçekleştirmek. Daha sonra benim bir hayat amacım kalmıyor. Bu hedeflerim bittikten sonra günlük rutin şeylerimi yaparım, bir parkta veya sahilde otururum, denizi seyrederim sevdiğim/sevdiklerimle sohbet ederim, aktiviteler vs. yaparız. Ötesi değil, en azından şu an için böyle olacağını var sayıyorum. Özetle herkes %20'lik yaşıyor hislerini, bu yüzden Amerika'da da doğsaydınız, Çin'de de doğsaydınız az çok şu anki ortalama hislerinizi hissediyor olacaktınız. Sadece üzüldüğünüz şeyler değişecekti. Ancak hissettiğiniz duygular aynı kalacaktı. Bu yüzden bulunduğunuz konumun artılarını görün, eksileri de yok etmeye uğraşın. Ve hayatı sevin. Esenlikler dilerim herkese. Gününüz hoş geçsin.
Yorumlar
Yorum Gönder