Kayıtlar

Lost dizisi ve hayat arasındaki benzerlik

Selamlar dostlarım. Sizlere bir soru ile geldim: Lost dizisini izlemiş miydiniz? Eğer cevap hayırsa birazdan spoiler olaylara değineceğim. Ve eğer cevap evetse şunu fark ettim: Hayatlarımıza bakıp değerlendirince herkesin yaşadığı bir varoluşsal sancı dönemi oluyor. İnsanların davranışlarına bakıyorsunuz, sinemaya gidiyorlar, konserlerde eğleniyorlar, çalışıyorlar, birbirleriyle bir yerde oturup yaptıkları şeylerden bahsediyorlar. Ve derine gitmeyi hedefleyip "Neden?" sorusunu sorunca net bir cevaba ulaşamıyorsunuz. Ulaştığınız cevaplar inançtan öteye gidemiyor. Nesnel bir amaç yok. Şimdi bunu kabul ettiğimize göre bir sonraki aşamaya geçelim. Bu hakikati, nesnel bir amacı bilmediğimizde rahatsız hissediyoruz. "Yani her şey boşa mı?" sorusu ile karşılaşıyoruz. Ve bu davranışlarımızın ardındaki nesnel hakikati bulmak için çırpınıyoruz. Ancak gelin görün ki henüz insanlığın elinde nesnel bir hakikat yok bu konuda. Şimdi diyeceksiniz tüm bunların Lost dizisi ile alakas

Düşüncelerim (ayrıca geleceğe not :))

Selamlar herkese, az önce Almanya'daki insanlarla alakalı bir video seyrettim. Zaten birkaç gündür zamanımın çoğunu dizi izlemeye harcıyorum ve izlediğim dizi yabancı dizi. Her neyse Almanya hakkındaki bu videoyu izlerken genç birisini gördüm. Hafif Alman aksanıyla konuşuyordu, o sırada içimden ne şanslı Almanya'da doğmuş orada iyi bir hayata sahiptir diye geçirdim. Ancak tam o sırada kendi hayatımı sorguladım. Benim hayatım cidden o kadar kötü müydü? Ya da o kişinin hayatı düşündüğüm kadar iyi miydi? Aslına bakarsanız şuna inanıyorum: O kişi de eminim ki bazı şeyler görüp "Ne şanslı insan." diyordur. O kişi de eminim kendi hayatında problem yaşıyordur.   100 liralık bir ürünü 80 liraya indirirsem %20'lik bir indirim yapmış olurum. 100.000 liralık bir ürünü 80.000 liraya inidirisem de %20'lik bir indirim yapmış olurum. İşte aslında tüm olay buradaki gibi. Hayat şartlarımız, yaşadığımız hayatın kalitesi vs. değişebilir ancak olayları genele vurduğumuzda şunu gö

Değişen dünya üzerine

Örnek video: https://www.instagram.com/reel/Cr065jWM597/?igshid=MTc4MmM1YmI2Ng==     Selam dostlar, uzun bir şey yazmak niyetinde değilim. Dizi izliyordum (Lost) ve dizideki bir sahneden etkilendim. İnsanların 2005'teki yaşantıları ile şu anki yaşantıları ne kadar da farklı... Halbuki daha 20 sene olmamış bile. Yani batıdaki "sjw" grupları, insanların aşırı hızlı haz odaklı tüketime geçmesi, pandemi sonrası insanların edindiği yeni yaşam biçimi... Eskiden restoranlarda fiziksel menüler varken şu anda qr kod ile bu menülere ulaşıyoruz. Teknoloji insanların hayatına sanki biraz kontrolsüz hızlı girdi gibi geliyor bana. Toplumların değişme hızı kaplumbağa hızı iken şimdi 20 sene gibi kısa bir sürede bambaşka hayatlar yaşanabiliyor. Kaanflix isimli bir yayıncı var, bazen şakasına "iki dakika anlattığım şeye odaklanamıyorsunuz, subway surfers videosu açıp altta onu mu göstereyim" gibisinden bir şeyler söylemişti. Yani nereye gidiyoruz bilmiyorum. Bu bir noktada patla

Sanatçının özel hayatı eserini incelemekte önemli midir? Filozofun anlattığı ile yaptığı çelişirse ne olur?

Esenlikler diliyorum herkese, bugünkü konumuz "Bir filozofun ya da sanatçının davranışları onun eserlerini değerlendirirken ne ölçüde önem arz etmelidir?"  sorusu etrafında olacak. Direkt konuya giriyorum.    Dostlar öncelikle sorumu daha iyi anlayabilmek adına bir örnekle neyden bahsedeceğimize değineyim. Diyelim ki Einstein, Platon, Christopher Nolan ve Mozart birer katil ve tecavüzcü. Bu durumda bir Nolan filmi seyrederken, bir Mozart bestesi dinlerken, Platon'un eserlerini okurken ya da Einstein'in teorilerini kullanırken bu kişilerin kim olduğu ne derecede önemli olmalıdır?  Evet örneklerimle ne demek istediğimi daha açık bir şekilde anladığımıza göre birkaç olası cevap üzerine düşünelim. İlk olarak ele alacağımız cevabımız "Evet; bu kişiler özel hayatında genel ahlaka aykırı davranışlar sergilemiştir, bu yüzden de bu kişilerin ortaya koyduğu şeyleri değerlendirirken bunu da göz önünde bulundurmak elzemdir." olsun. Öncelikle düşünelim, bu cevabın temel

Güzel

   Bu gece hoş bir gece. Uzun zaman sonra iyi hissediyorum. Bir de düşünmemeyi başarabildim. Bu da güzel. Düşünmemeyi devam ettirmek istediğimden bu yazım burada sona eriyor. Esenlikler diliyorum.

Ufak bir deşarj olma yazısı ve Aristoteles'in dersleri yürüyerek vermesi üzerine

   Öncelikler esenlikler diliyorum. Umarım iyisinizdir. Aklımda iki konu var yazmak için, birisi düşünce boyutunda bir konu, diğeri duygusal... Cidden bazı insanlar nasıl bu kadar "kötü" olabiliyor anlamlandıramıyorum. Yazılarımda pek küfür vs. kullanmam ama cidden s*keyim parasını ya, özellikler bazı yöneticilerin doymak bilmez para arzusunu anlamıyorum. Zaten akıl almaz derecede vergi veriyoruz her şeye, insanlar yaşamayı geç sadece hayatta kalmak için çabalıyor. İçiniz nasıl rahat edebiliyor? O kadar fazla para ile ne yapacaksınız? Bir ekranda falan sahip olduğunuz değer arttıkça zevk falan mı alıyorsunuz da yapıyorsunuz bunu? Haksızlık ama bu... Tonla insanın emeğini haksız bir şekilde kullanıyorsunuz, o insanlara zulmü reva görüyorsunuz, hatta bununla kalmayıp bir de ses çıkartanlara zulmediyorsunuz. Bir de utanmadan çıkıp onlardan "gasp" ederek edindiğiniz servetlerle "görgüsüz" davranışlarda bulunuyorsunuz. Son yazımda "tiksinç" bulduğum i

Yaşanan zorlukları aşmanın zorlukları

Resim
Esenlikler diliyorum bu yazıyı okuyan herkese. Direkt konuya girmek istiyorum: Yaşadığım zorluğu aşmanın zorlukları... Şu sıralar yaşadığım zorluk: Yalnızlık. Peki bunu nasıl aşar bir insan? Yeni insanlar tanıyarak. Peki yeni insanları tanımanın zorluğu nedir? Muhtemelen akla gelen ilk cevap sosyal anksiyete vesairedir. Ancak bu değil. Öyle bir zorluk ki bunu aşmak... Tanışmak isteyeceğiniz insanın olmaması. Düşünün ki yalnızsınız ve sosyalleşmeye ihtiyaç duyuyorsunuz. Ancak size uygun olacak insanlar çok ama çok az sayıda.   Bu konuya ufaktan değinmemin sebebi bugün kulak misafiri olduğum bir konuşmadır. Bu insanlarla mı sosyalleşeceğim? Bu insanlarla bırak sosyalleşmeyi aynı ortamda bulunmaya dahi tahammül edemedim. Bu yüzdendir ki şu anda başka bir yerde oturuyorum. Cidden çok "tiksinç" insanlar var. Yani herkes yapmak istediği şeyde (hak ihlali yoksa) özgür. İsteyen istediğini yapsın da, ama benim için bazı insanlar "tiksinç". Ve maalesef bu insanlar hiç de azım